Selanik'de gezilecek yerler
Muhteşem gün batımları, Ege'nin alışıldık rüzgarları, hayat dolu sokakları ve bizden biri gibi tanıdık insanlarıyla Selanik size birçok duyguyu aynı anda yaşatacak. Brandlifemag.com editörlerinin gözünden Ege'nin karşı kıyısı Selanik...
Yanı başımızdaki komşu şehir Selanik tanıdık, bizden ve bir o kadar da keşfedilmeye değer. Milattan önce 316 yılında kurulan Selanik’in anlatacak çok hikayesi var. 2300 yıllık tarihinin izlerini hala taşıyan ve ziyaretçilerine kendi hikayelerini yazma konusunda ilham veren çok sıcakkanlı bir şehir burası. Ege’nin bir diğer kıyısındaki İzmir’e olan benzerliğiyle tanıdık bir atmosfere sahip, canlı sokakları, şahane yemekleri ve hareketli yaşamıyla birkaç günlük tatiller için ideal bir tercih. Selanik’in Türklerin kalbinde ayrı bir yeri olmasının en önemli sebebi ise elbette Mustafa Kemal Atatürk’ün doğup büyüdüğü evin burada olması.
Türkiye’den sadece birkaç yüz kilometre uzakta olan Selanik’i keşfetmeye Aristotelous Meydanı’ndan başlayabilirsiniz. Burada mağazalarından restoranlara, sanat galerilerinden kafelere kadar pek çok farklı mekan bulunuyor. Bizans döneminde yapılan Saint Dimitrios Kilisesi ile UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan ve Ayasofya’dan örnek alınarak inşa edilmiş Agia Sofia Kilisesi şehrin en görülmeye değer dini yapıtları. Yüksek bir tepe üzerinde yer alan Vlatadon Manastırı da fresk tasarımlarıyla Bizans döneminin en ünlü yapıtları arasında sivriliyor. Bizans tarihine ilgi duyuyorsanız ikonalardan freskolara, seramiklerden Hristiyan sanatlarına kadar üç binden fazla parçanın sergilendiği Bizans Kültürü Müzesi’ne mutlaka uğramalısınız. Selanik Arkeoloji Müzesi de şehrin yüzlerce yıllık geçmişine ışık tutuyor.
Bizans döneminden Osmanlı dönemine geçiş yaptığınızda ise Selanik size simgesi olan ve Mimar Sinan tarafından inşa edilmiş Beyaz Kule’yi sunuyor. Bir dönem zindan olarak kullanılan kule Rumeli Hisarı‘na ikizi kadar benziyor. “Yukarı Şehir” anlamı taşıyan Ano Poli semtinde ise Osmanlı mimarisinin en güzel örneklerine rastlayabilir ve şehrin geniş açıdan muhteşem manzaralarını seyre dalabilirsiniz. Ayrıca şehrin en ünlü tavernaları da bu bölgede.
Şehrin bir başka simgesiyse Yunan heykeltraş Georgios Zangolopoulos‘ın tasarladığı Selanik Şemsiyeleri isimli modern sanat eseri. Sahilden gökyüzüne doğru yükselen bu şemsiyeler özellikle gün batımında etkileyici bir görünüm sunuyor.
Özellikle Türkler için şehrin en önemli müzesi elbette Apostolou Pavlu Caddesi‘nde yer alan Atatürk Evi Müzesi. Atatürk‘ün 1881’de dünyaya geldiği ev tarihi ambiyansıyla insanı büyülüyor.
Yunanistan’ın ikinci büyük şehri olan Selanik’te lezzet ve eğlence adına bulabileceğiniz çok fazla seçenek var. Özellikle şehrin yaşam ve eğlence merkezi olarak bilinen Ladadika bölgesinde her zevke uygun eğlence mekanını bulabilir, hoş Yunan ezgileri eşliğinde yemeğinizi yiyebilir ve içkinizi yudumlayabilirsiniz.
Selanik’te en çok tercih edilen restoranların başında gelen Dia Xoiros, dekoru ve hizmet kalitesinin yanında özellikle zeytinyağlı yemekleri, etleri ve uzosu ile unutulmaz lezzetler sunuyor. The Rougaahşap ağırlıklı dekorasyonuyla sıcak bir atmosfere sahip ve deniz ürünleriyle meşhur. Yeni çarşı içerisinde bulunan Bazagiazi canlı müziğiyle şehrin en çok tercih edilen restoranlarından. Mia Feta adlı restoran ise beyaz peynire odaklanan menüsüyle fark yaratanlardan.
Gerçek bir Yunan mutfağı tecrübesi yaşamak istiyorsanız, eski Bizans surlarıyla kapatılmış tarihi alanda yer alan Sempriko, geniş bir meze yelpazesine sahip Foul Tou Mze ve 1990 yılından bu yana el değiştirmeden gelen aile tavernası Ouzeri Lola’yı önerebiliriz.
Sanat sergilerini ziyaret ederek içkinizi ya da kahvenizi yudumlayabileceğiniz Tabya eski Bizans duvarlarının içinde saklanıyor. Denize kıyısında olduğu için özellikle günbatımında müthiş bir manzaraya sahip Esatto da leziz kokteylleri ile damak tadınıza hitap edecek.
Selanik’te gezecek, tadacak, hissedecek ve yaşanacak birçok şey var, yanı başımızdaki eski komşumuzu ziyaret edip bir selam vermek size de çok iyi gelecek.(ntv)
Yanı başımızdaki komşu şehir Selanik tanıdık, bizden ve bir o kadar da keşfedilmeye değer. Milattan önce 316 yılında kurulan Selanik’in anlatacak çok hikayesi var. 2300 yıllık tarihinin izlerini hala taşıyan ve ziyaretçilerine kendi hikayelerini yazma konusunda ilham veren çok sıcakkanlı bir şehir burası. Ege’nin bir diğer kıyısındaki İzmir’e olan benzerliğiyle tanıdık bir atmosfere sahip, canlı sokakları, şahane yemekleri ve hareketli yaşamıyla birkaç günlük tatiller için ideal bir tercih. Selanik’in Türklerin kalbinde ayrı bir yeri olmasının en önemli sebebi ise elbette Mustafa Kemal Atatürk’ün doğup büyüdüğü evin burada olması.
Türkiye’den sadece birkaç yüz kilometre uzakta olan Selanik’i keşfetmeye Aristotelous Meydanı’ndan başlayabilirsiniz. Burada mağazalarından restoranlara, sanat galerilerinden kafelere kadar pek çok farklı mekan bulunuyor. Bizans döneminde yapılan Saint Dimitrios Kilisesi ile UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan ve Ayasofya’dan örnek alınarak inşa edilmiş Agia Sofia Kilisesi şehrin en görülmeye değer dini yapıtları. Yüksek bir tepe üzerinde yer alan Vlatadon Manastırı da fresk tasarımlarıyla Bizans döneminin en ünlü yapıtları arasında sivriliyor. Bizans tarihine ilgi duyuyorsanız ikonalardan freskolara, seramiklerden Hristiyan sanatlarına kadar üç binden fazla parçanın sergilendiği Bizans Kültürü Müzesi’ne mutlaka uğramalısınız. Selanik Arkeoloji Müzesi de şehrin yüzlerce yıllık geçmişine ışık tutuyor.
Bizans döneminden Osmanlı dönemine geçiş yaptığınızda ise Selanik size simgesi olan ve Mimar Sinan tarafından inşa edilmiş Beyaz Kule’yi sunuyor. Bir dönem zindan olarak kullanılan kule Rumeli Hisarı‘na ikizi kadar benziyor. “Yukarı Şehir” anlamı taşıyan Ano Poli semtinde ise Osmanlı mimarisinin en güzel örneklerine rastlayabilir ve şehrin geniş açıdan muhteşem manzaralarını seyre dalabilirsiniz. Ayrıca şehrin en ünlü tavernaları da bu bölgede.
Şehrin bir başka simgesiyse Yunan heykeltraş Georgios Zangolopoulos‘ın tasarladığı Selanik Şemsiyeleri isimli modern sanat eseri. Sahilden gökyüzüne doğru yükselen bu şemsiyeler özellikle gün batımında etkileyici bir görünüm sunuyor.
Özellikle Türkler için şehrin en önemli müzesi elbette Apostolou Pavlu Caddesi‘nde yer alan Atatürk Evi Müzesi. Atatürk‘ün 1881’de dünyaya geldiği ev tarihi ambiyansıyla insanı büyülüyor.
Yunanistan’ın ikinci büyük şehri olan Selanik’te lezzet ve eğlence adına bulabileceğiniz çok fazla seçenek var. Özellikle şehrin yaşam ve eğlence merkezi olarak bilinen Ladadika bölgesinde her zevke uygun eğlence mekanını bulabilir, hoş Yunan ezgileri eşliğinde yemeğinizi yiyebilir ve içkinizi yudumlayabilirsiniz.
Selanik’te en çok tercih edilen restoranların başında gelen Dia Xoiros, dekoru ve hizmet kalitesinin yanında özellikle zeytinyağlı yemekleri, etleri ve uzosu ile unutulmaz lezzetler sunuyor. The Rougaahşap ağırlıklı dekorasyonuyla sıcak bir atmosfere sahip ve deniz ürünleriyle meşhur. Yeni çarşı içerisinde bulunan Bazagiazi canlı müziğiyle şehrin en çok tercih edilen restoranlarından. Mia Feta adlı restoran ise beyaz peynire odaklanan menüsüyle fark yaratanlardan.
Gerçek bir Yunan mutfağı tecrübesi yaşamak istiyorsanız, eski Bizans surlarıyla kapatılmış tarihi alanda yer alan Sempriko, geniş bir meze yelpazesine sahip Foul Tou Mze ve 1990 yılından bu yana el değiştirmeden gelen aile tavernası Ouzeri Lola’yı önerebiliriz.
Sanat sergilerini ziyaret ederek içkinizi ya da kahvenizi yudumlayabileceğiniz Tabya eski Bizans duvarlarının içinde saklanıyor. Denize kıyısında olduğu için özellikle günbatımında müthiş bir manzaraya sahip Esatto da leziz kokteylleri ile damak tadınıza hitap edecek.
Selanik’te gezecek, tadacak, hissedecek ve yaşanacak birçok şey var, yanı başımızdaki eski komşumuzu ziyaret edip bir selam vermek size de çok iyi gelecek.(ntv)